Arşiv | Mayıs, 2013

Yarın

7 May

Çalış, çalış ki yarın belki istirâhât için
Bir istifâde edersin bugünkü sa’yinden…
Bir istifâde., yarın… belki… Ben bu elfâzın
Tazammûn ettiği va’d-i baîde aldanarak
Bugünkü zevkimi bir muhtemel saâdet için
Tutup harâb edecek, sonra bir çocukcağızın
Eliyle kırdığı kıymetli bir oyuncağına
Tahassür etmesi tarzında girye-bâr olacak
Kadar bebek değilim; nüsha-i hayâtın ben
Bugün önümde açılmış duran şu yaprağına
Bugünkü ömrünü kaydetmek isterim; ferdâ.
O bir cenin ki bugünden tevellüd eyliyemez.
Nasıl şu hâlimi âtiye eylerim ki fedâ
Geçen şüûn-ı hayâtım teceddüd eyliyemez?..

O gün derince düşünmüş, fenâ yorulmuştum.
Ve: Böyle boş yere koşturmadansa efkârı
Bütün hakaayikıa pâ-mâl edip atâletime
“Biraz râhata baksam!” demiş, bu safsatadan
Başım döner gibi olmuştu, sanki sarhoştum;
Sıcak da ayrıca te’sir edip rehâvetime
Bulunduğum yere hîtâb düşmek üzre idim
Ki cevf-i gûşuma, pür-neş’e başka bir odadan
Gelip döküldü Halûk’un sadâ-yi bîdân…
– Hayır, melek çocuğum, hep yalandı, söylediğim,
Benim olanca huzûrum, sürürüm, işte fedâ,
Çocukça, nazlı küçük bir dakika şevkin için;
Büyür gözümde seninle hakikat-i ferdâ;
Bugün çalışmalıyım ben yarınki zevkin için.

Sabah Ezanında

6 May

Allahü ekber… Allahü ekber…
Bir samt-ı ulvî: gûyâ tabîat
Hâmuş hâmuş eyler ibâdet.

Allahü ekber… Allahü ekber…
Bir samt-ı nâlân, gûyâ avâlim
Pinhân ü peyda, nevvâr ü muzlim,
Etmekte zikr-i Hallâk-ı dâim,

Allahü ekber… Allahü ekber…
Bir samt-ı ulvî kalb-i tabîat,
Bir samt-ı nâlân, rûh-i akâlim
Etmekte zikr-i Hallâk-ı dâim,
Etmekte ra’şan ra’şan ibâdet.